ACI EUROPE, Türkiye’deki Havacılık Sektörüne Yönelik Önemli Konuları Ele Aldı
ACI EUROPE, Türk hükümetiyle bir araya gelerek, ülkenin hava bağlantısını sürdürülebilir şekilde geliştirerek ekonomiye ve küresel konumlamasına katkı sağlamak amacıyla neler yapılabileceği konusunu mercek altına aldı. ACI EUROPE Genel Direktörü Olivier Jankovec, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile gerçekleştirdiği görüşmede, son yıllarda Türk havacılık sektörünün kaydettiği etkileyici büyümeye dikkat çekti.
Buna göre, Türkiye’de toplam hava bağlantısı, pandemi öncesi (2019) seviyelere kıyasla %24 oranında bir artış göstererek rekor seviyelere ulaştı. Bu artışın, Avrupa ortalamasının çok üzerinde bir performans olarak kayıtlara geçtiği, Avrupa'da hala (-%14) toparlanma sürecinde olan hava bağlantısına kıyasla çok daha hızlı bir ilerleme olarak kaydedildiği belirtildi. Bu bağlamda, İGA İstanbul Havalimanı’nın performansına vurgu yapan Jankovec, Türkiye’nin küresel aktarma merkezi olarak İGA İstanbul Havalimanı’nın, 2019’da 5. sırada yer alırken, şimdi Avrupa'da doğrudan hava bağlantısı açısından birinci sıraya yükseldiğini ifade etti.
Jankovec, bu gelişmelerin Türk ekonomisine önemli katkılar sağladığını vurguladı. Her +%10 hava bağlantısı artışının, kişi başına GSYİH’da +%0,5’lik bir artış ve istihdamda +%1,6’lık bir yükselme sağladığını belirtti. Sonuç olarak, Türkiye’deki havalimanları ve sağladıkları bağlantıların, ülke GSYİH’sına 47,2 milyar Euro katkıda bulunmakta ve yaklaşık 500.000 istihdam sağlamakta olduğunu dile getirdi. Jankovec, Türkiye’nin havacılık sektörünün ekonomik ve sosyal gelişiminde kritik bir rol oynamaya devam edebilmesi için bazı unsurlara da işaret etti.
Bunların başında, daha fazla hava yolu şirketinin Türkiye’ye uçuş yapmasına olağanak sağlanmasının önemine dikkat çekildi: “Dünyadaki havalimanları, rota geliştirme ve bağlantı açısından potansiyellerini en üst düzeye çıkarmak için hava yolu portföylerini çeşitlendirmeye odaklanmış durumda. Ancak, bu durum, tüm hava yolu şirketlerinin havalimanlarına erişim ve ağlarını planlama konusundaki haklarını düzenleyen daha liberal bir yaklaşımı da beraberinde getiriyor. Bu bağlamda, Türk hükümetinin de bu konudaki tutumunda, korumacı politikalardan uzakta açık hava sahası ilkelerini benimsemesi büyük önem arz ediyor”.
Türkiye’deki havalimanları, 2050 yılına kadar Net Sıfır hedefini benimsemiş durumda
DHMİ tarafından işletilen 43 havalimanı ve diğer işletmeciler tarafından yönetilen havalimanları, Havalimanı Karbon Akreditasyon Programı kapsamında CO2 emisyonlarını azaltmaya çalışıyor. Ancak, havalimanları için iklim eylemindeki bir sonraki sınır, kapsam 3 emisyonlarını azaltmak bunlar arasında, havayolları tarafından işletilen uçaklardan kaynaklanan emisyonlar da yer alıyor.
Bu bağlamda, Türkiye’nin kendi SAF tedariğini geliştirebilmesi için SAF düzenlemelerini hayata geçirmesi kritik önem taşıyor. SAF, havacılığın karbonsuzlaştırılmasında temel bir etken olarak kabul ediliyor. Türkiye’nin küresel havacılıktaki liderliğini sürdürmesi, kendi SAF tedarik zincirini geliştirebilme kapasitesine bağlı. Bu düzenlemelerle birlikte, SAF’ın uygun fiyatlarla temin edilebilmesi için destekleyici tedbirlerin alınması da gerekiyor.